25 Temmuz 2010 Pazar

2. Gülsuyu - Gülensu Yozlaşmaya Karşı Halk Pikniği

Yaşadığımız her gün, yaşam koşullarımız bir önceki güne göre daha da zorlaşıyor. Düzen, kendisine karşı mücadele edip halkın onurlu değerlerini sahiplenip yaşatanları, baskı ve zor ile engellemeye çalışıyor.

Diğer yandan, halkın geçmişten gelen ne kadar olumlu değeri varsa, onu yok etmeye yönelmiş.

Buna bir isim koyduğumuzda, karşımıza "YOZLAŞTIRMA" çıkıyor.

Nedir yozlaştırma? Yozlaştırma politikası ile hedeflenen nedir?

Ülkemiz ekonomik, sosyal, siyasal olarak her geçen gün daha fazla dışa bağımlı hale getirildi. Bu dışa bağımlılık, halk üzerindeki sömürüyü artırıp, açlığı ve yoksulluğu derinleştirdi. Aç insan neden aç olduğunu, yoksullaşan halk neden yoksullaştığını sordu-sorguladı. Bu sorulara cevap olarak düzeni gördü. Buna karşı örgütlenip mücadele etti. Sömürenler işte tam bu noktada mücadelenin önünü kesmek, halkın örgütlenmesinin önüne geçmek için, sömürüsüne paralel olarak uygulamaya soktu yozlaştırmayı.

Yozlaşan insan sorgulamaz, düşünmez; ahlak, onur, değer, gelenek nedir bilmez, düşünmez.

Yozlaştırma dediğimiz; uyuşturucu, fuhuş, kumar, hırsızlık, kapkaç teşvik edilir hale geldi. Böylece düşünmeyen, uyuşmuş beyinler yaratıldı. Uyuşmuş beyinler sömürünün nedenlerini sorgulamaz. Ahlaki olarak kirletilen insanlar, en kolay para kazanmanın yollarını arar. Genç kızlarımız, kadınlarımız fuhuşa teşvik edilir. Gençlerimiz, işsizliğin getirdiği yoksullaşma ile birlikte, hırsızlığa, kapkaça zorlanır. Böylece sömürüyü sorgulamak yerine, sömürü düzenine hizmet eder hale getirilir. Bedavadan para kazanmak, "uyanıklık", "işini bilmek" olarak öğretilir...

İşte bugün... Gün geçmiyor ki, düzenin bu yozlaştırma politikasının sonucu yaşanan bir olay duymayalım. Bir bakıyoruz, gençlerimiz okullarda birbirlerini vurmuş. Uyuşturucu kullanımı, ortaöğrenime kadar düşmüş. Kahve, yöre derneği, cafe, restoran adı altında işletilen fuhuş yuvaları, kumarhaneler, mahallelerimizin sokaklarına kadar girmiş. ülke, bu halk sahipsiz değil! Değerlerimize, kültürümüze, ahlakımıza, geleneklerimize ters, yabancı olan her şeye karşı mücadele edenler var. Ve değerlerimize, ahlakımıza, geleneklerimize, kültürümüze zarar verip saldıranlardan "hesap soranlar var!".

Herkes şunu bilmelidir ki, değerlerimize sahip çıkacağız. Değerlerimizi ayaklar altına alanlardan, zarar verenlerden "hesap soracağız!".

Neden burada?

Çünkü Gülsuyu Son Durak Ormanı yozluğun, uyuşturucunun, fuhuşun yeri değil, birliğimizin beraberliğimizin yeri olsun istiyoruz. Bugüne kadar orman; yozlaşmanın boy verdiği, uyuşturucu kullanılan,fuhuş yapılan bir yer oldu. Orman hepimizin. Sahip çıkıp, orayı yozlaşmaya karşı halk kültürümüzü sahiplendiğimiz, bireyciliğe, bencilliğe karşı dayanışma ruhunun, dostluğun kardeşliğin yeşerdiği bir yer haline getirelim.

Bu mahalle uyuşturucunun, fuhuşun, kumarın bataklığına gömülmeyecek. İstedikleri kadar önünü açsınlar, istedikleri kadar korumaya devam etsinler pislikleri, Gülsuyu Halkı olarak buna izin vermeyeceğiz.Kendi öz kültürümüze yani; paylaşımın,dostluğun ön planda olduğu Anadolu Kültürümüze sıkı sıkıya sarılacağız. Çünkü bizler biliyoruz ki; onurlu olmak ancak ve ancak yoz kültüre açık açık karşı durmakla olur.

Biz bu kültürü Pir sultan’lardan,Bedreddin’lerden, Mahir’lerden aldık. Bu kültürü sahiplenmek çocuklarımıza güneşli güzel günleri hazırlamaktır. Yozlaşmaya izin vermeyelim…!





4 Temmuz 2010 Pazar

2 temmuz Sivas Şehitleri anıldı.

sivas'ta madımak otelinde şehit düşen canlar gülsuyu son duraktan nurettin sözen parkına yapılan yürüyüşle anıldı.